3 Aralık 2012 Pazartesi

Zazen nedir? Türkçe bir bakış



Bu metin http://buddhism.about.com/od/buddhismglossaryz/g/Zazendef.htm sayfasında Barbara O’Brien tarafından yazılmış metnin alıntılanmasıyla oluşmuştur. İngilizce biliyorsanız oraya bakabilirsiniz. Ancak tam bir çeviri olmayıp, yüksek oranda uyarlama içermektedir.


Zazen

Zen'in "meditasyon" pratiğine Japonca'da sadece oturmak anlamına gelen "zazen" adı verilir. Ancak birçok uzman zazen’in meditasyondan oldukça farklı olduğu konusunda hemfikirdir. Zira klasik meditasyon uygulamasının aksine zazen’de bir konsantrasyon objesi yoktur ve zihin her şeye açık ama hiç bir şeye bağımlı olmayan bir konumdadır. Zazen Zen'in kalbidir ve günlük olarak "oturmak" Zen pratiğinin temel taşıdır.

Zazen hakkında kitaplardan, web sitelerinden ve video paylaşım sitelerinden bilgi edinebilir, kendi kendinize öğrenmeye çalışabilirsiniz. Ancak Türkçe'de çok fazla materyal olmadığından, özellikle ingilizce bilmeyenler için kaynak bulmak biraz daha zor olmaktadır.

Evinizde kendi kendinize zazen’e başlasanız bile, eğer pratiğinizi derinleştirmek istiyorsanız haftada 1-2 kere de olsa başka insanlarla oturmalısınız. Zazen özünde grup halinde yapılan bir eylmdir ve geçmişten günümüze birçok Zen ustası bunun önemini özellikle vurgulamıştır. Ülkemizde yerleşik bir Zen merkezi olmadığı ve zazen yapan fazla insan bulunmadığı için böyle bir grup bulmak biraz daha zordur. Ancak İstanbul'da şu an için haftada bir kere, son 10 yıldır bu öğretiyi yaymaya çalışan Deniz Ölmez hocayla toplanan ve oturan bir grup mevcuttur.

Diğer birçok Budist meditasyon türünde olduğu gibi, zazene yeni başlayanlardan nefeslerini sayma yada takip etmeleri istenir. Bu anı takip edebilme yeteneğinizi geliştirir. Bu yeteneğiniz biraz geliştikten sonra -- en az 3-6 ay -- yalnızca oturmak anlamına gelen "shikantaza" pratiğine geçilir. Rinzai ekolünde bir aşamadan sonra, hocayla ingilizcede "koan" adı verilen Zen bilmeceleri üzerinde de çalışılır.

Maalesef, zazen’i takdir etmek için çoğumuzun önce uzun süre oturması gerekir. Sadece belli bir disiplin ve istikrarla oturmaya devam ederseniz zamanla neden oturduğunuzu ve bunun neden bu kadar önemli olduğunu anlayacaksınız. Bu süreçte pratiğinizin nasıl ve ne yönde değişeceğini sizden ve hocadan başka kimse gözlemleyemez.

Zazene başlayan insanların anlamakta ve kabul etmekte en zorlandığı noktalardan biri hiçbir beklenti ya da amaç– aydınlanma beklentisi dahil – olmadan oturma gerekliliğidir. Zira beklentiyle oturmak sizi hedeften uzaklaştırır ve kendinizi ana teslim etmenizi önler. Yeni başlayanların çoğu aylarca hatta yıllarca kafalarında belli amaçlarla (daha iyi uyumak, stresli durumlarla daha iyi başa çıkmak, sinirlerini yatıştırmak, mutsuzluklarından kurtulmak, vb.) oturmaktadırlar. Fakat eğer pratiğinize devam ederseniz bir süre sonra “sadece oturmaya” başlıyorsunuz. Bu gerçekleştiğinde doğru yoldasınız demektir ve bu yolda da kendiniz hakkında oldukça çok şey öğrenirsiniz.  

Bazı sözde “uzmanlar” zazenin opsiyonel olduğunu söyleyebilirler. Bunlar entellektüel düşünceye sıkışmış ve Zen’in özünü kavrayamamış kişilerdir ve aslında zazen oturmaya en çok onların ihtiyacı vardır. Zazen’in rolünü yanlış anlamaları Zen metinlerini hatalı okumalarından kaynaklanır. Bu da çok sık gerçekleşir, çünkü Zen metinleri kendilerini kelime anlamıyla düz bir biçimde okuyanlara hiçbir şey ifade etmez. Bu anlamda belki de Türkçe’de Zen ve zazen hakkında fazla metin olmaması bizler için bir avantaj bile olabilir.




Zen neden anlamsızdır?

Zen’in gerçekten anlamsız olduğu doğru değildir. Yalnızca Zen’i anlamak normalde alışık olduğumuzdan daha farklı bir dili anlamayı gerektirir. Bu zihnimizle yada mantığımızla kavrayabileceğimiz bir şey değildir.

Zen metinlerinde, okuduğunuzda, size hiçbir anlam ifade etmeyen birçok hikaye ile karşılaşabilirsiniz. Ancak bunların hiçbiri rastgele gelişmiş konuşmalar değildir. Hepsinin belirli bir amacı vardır. Peki bunları nasıl anlayabiliriz?
Bodhidharma (5/6. yy yaşamış Zen’in kurucusu Budist rahip) Zen’in “doğrudan zihne işaret etme” olduğunu söylemiştir. Dolayısıyla, hayattaki pek çok şeyde olduğu gibi, Zen’i gerçekten anlamak sadece içten gelen deneyimle gerçekleşebilir. Bunu entelektüel olarak veya sadece metinler okuyarak başarmak mümkün değildir. Zen hikayelerinde günlük hayatta bildiğimiz kelimeler kullanılıyor olabilir, ancak bunlar bizim alışık olduğumuz anlamlarında değil temsili olarak kullanılmaktadır.  

Sonuç olarak, Zenceyi deşifre etmenize yardım olacak gizli bir dekoder yoktur. Bir süre Zen öğretisini uyguladıktan sonra (ör: oturun oturun ve oturun), özellikle de bir hocanız varsa, anlayacaksınız. Ama bu her zaman mistik, ruhani, bulutların üstüne çıktığınız bir süreç olmayacak.

Zen zor bir yoldur ve herkese uygun olmayabilir. Budizmin yerleşik olduğu ülkelerde Zen her zaman görece küçük toplulukların takip ettiği daha elit bir ekol olmuştur. Bununla birlikte Budist ve Asya edebiyatı, sanatı ve kültüründe  -- Özellikle Çin ve Japonya’da – çok büyük bir etki göstermiştir. Kung-fu ve diğer dövüş sanatlarının yanı sıra (Bodhidharma Shaolin tapınağının kurucusudur)  resim, şiir, müzik, çiçek düzenlemesi, okçuluk, kılıç, tiyatro ve çay töreni gibi birçok geleneksel sanatı büyük ölçüde değiştirmiştir.

Zen, doğrudan, çok açık ve yoğun bir şekilde kendi kendinizle kalmak, kendi yüzünüze bakmak ve ayna tutmak demektir. Bu pek çoğumuz için kolay bir yol değildir, ama hazır olduğumuzu hissettiğimizde bu yola çıkmaktan hiç bir şey bizi alıkoyamaz.

Eğer İstanbul’daysanız Salı günleri hocamız Deniz Ölmez’in liderliğindeki sangha’mızla (zazen grubu) oturabilirsiniz. Gelmeden önce Facebook etkinlik sayfasındaki numarayı aramayı, üzerinize rahat bir kıyafet giymeyi ve en az 15 dakika erken gelmeyi unutmayın.

Yaşadığınız şehirde oturan bir grup ya da bir hoca yoksa şu videoda tüm “yasal” oturma şekilleri gösterilmiştir. (İngilizce bilmeden çok rahat izlenebilir) http://www.youtube.com/watch?v=dDJ_wbjBL6c 

Eğer bölgenizde bir öğretmen yoksa otururken ne yapacağınızı anlamanızı sağlayacak olan ve Türkçe olarak bulabileceğiniz en güzel metin Dharma yayınlarından “Zen Zihni Başlangıç Zihnidir” adlı kitaptır. (Link: http://www.ilknokta.com/urun/63168/Zen-Zihni-Baslangic-Zihnidir.html) Soto Zen’i ABD’de yayan başlıca ustalardan olan Shunryu Suzuki’nin sohbetlerinin daha sonra bir öğrencisi tarafından kitaplaştırılmış halidir.

Bu dosyadaki PDF linkinde, İngilizce olmasına karşın fotoğraflar içerdiği için yabancı dil bilmeyenlerin oturuş şekillerine bakabileceği resimler mevcuttur. Doğru oturuş her şeyin temelidir. Bu yüzden  iyi anlaşılması gerekmektedir. http://www.zen.ie/downloads/HowToPracticeZazen.pdf

Oturuşla ilgili bu ya da istediğiniz herhangi bir metni çevirmek ve paylaşmak isterseniz sotozenist@gmail.com adresine mail atabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder